Monday, September 10, 2007

“Bu kriz o kriz mi?”

Geçen ay Pazartesi yazımda bu kriz o kriz mi? Diğer bir deyişle dünyanın ekonomik, siyasi dengelerini değiştirmesi beklenen o büyük kriz başladı mı? diye sormuştum (27.08.2007). Bu soruya tatmin edici bir cevap vermek çok zordu. Hala da zor. Ancak kimi ip uçlarına rastlamak olanaklı. Örneğin, The New York Times’ın yazı kurulundan Teresa Tritch’in ABD Hazine Bakanı’na hitaben yazdığı açık mektup (09/09/07) bu ip uçlarından biri olarak görülebilir.

Tritch, yaşanmakta olan mali krizin, likidite kıtlığı boyutuna dikkat çekiyor. Bu konuda önlem alınması, yeni düzenlemelere gidilmesi gerektiğini, ancak Hazine Bakanı’nın “hükümetin risk almayı dizginlemek için yapabileceği hiç bir şey yok” saptamasından, yönetimin bir köpük sönerken bir diğerini şişirecek ortamı hazırladığı sonucunu çıkarıyor.

Ancak Trithc’e göre bu, yalnızca ekonomiyi değil ulusal çıkarları da tehlikeye sokacak çok tehlikeli bir gelişme. Bu gün diyor “piyasaların en çok arzuladığı şey yeni likidite”. Ve, diğer ülkelerin hazinelerinde, diş ticaret[*] ilişkileri içinde, oluşmuş trilyonlarca dolar rezerv (likidite) var. Tritch Bakan’ın The Times’dan Steven Wiesmen’le konuşurken sarf ettiği “en büyük isteğim o paranın daha çoğunu çekmek” sözüne dikkat çekiyor. “Siz hala Goldman Sachs’ın yönetim kurulu başkanı gibi konuşuyorsunuz” diyor.

Özetle, ABD borsalarının likidite talebi artarken, bazı ülkelerin ellerindeki likiditeyi değerlendirme talebi de artıyor. Bu ülkeler ellerindeki likiditeyi salt borç olarak vererek değil, ABD’de ve diğer ülkelerde Bankalar, iş merkezleri, teknoloji şirketleri, mağaza zincirleri, enerji boru hatları ve genel olarak hisse senetleri satın alarak da değerlendirmek istiyorlar.

Tritch, “mülkiyet, borç vermeye benzemez kontrol ilişkisi demektir” diyor ve, bu likiditenin çoğunlukla Asya ülkeleri, Venezüella, Rusya, Ortadoğu ülkelerinin elinde olduğuna dikkat çekiyor: Bu ülkeler ABD’nin stratejik ulusal varlıklarını satın alarak denetleyici konuma yükselebilirler. Bu tehlikenin engellenmesi gerekiyor.

Diğer bir değişle, düne kadar küreselleşmeci ideolojinin en ateşli sözcülerinden The New York Times’ın yönetim kurulundan bir yazar, şimdi serbest sermaye hareketlerinin (küreselleşmenin), artık ABD’nin ulusal çıkarlarına uygun olmadığını denetlenmesi gerektiğini savunuyor.

[*] Dikkat ederseniz serbest dış ticaret de artık ABD’nin rakiplerinin elinde silah olarak kullanılabilecek kaynaklar üretiyor. Boşuna mı, belki de 70 yıldır serbest ticareti savunan ekonomi ders kitapları üreten Prof. Samuelson şimdi diş ticarette serbestliğin artık ABD’nin işine yaramadığını anlatmaya başladı…

No comments: