Wednesday, May 11, 2011

İran’da rejim krizi...

İran Molla Rejimi, şaibeli 2009 seçimlerinin ardından patlak veren isyanı  zorlanarak da olsa bastırmıştı. Ancak son haftalarda Devlet Başkanı Ahmedinejad’la,  2009’da onun seçim zaferini “tanrının mucizesi” sözleriyle onaylayan “Dini Lider” Hamaney arasında hızla derinleşen siyasi-ideolojik çatlak İran’da bir “Rejim Krizi”nin başladığını  gösteriyor.

Büyücüler, Cinler, Periler
Yukarda değindiğim “çatlak” 17 Nisan’da Ahmedinejad’ın  İstihbarat bakanı  Heydar Moslehi’nin istifasını kabul ettiğini açıklayınca derinleşmeye başladı. Devrim muhafızlarının eski temsilcilerinden ve Hamaney’e yakınlığıyla bilinen Moslehi, Ahmedinejad’ın personel müdürü, en yakın danışmanı Rahim Maşai’nin ofisini dinlettiği için baskı altındaydı; sonunda istifasını vermek zorunda bırakılmıştı.
Ancak Hamaney dini lider olarak yetkisini kullanıp, Ahmedinejad’ın otoritesini hiçe sayarak Moslehi’yi görevine iade etti. Bunun üzerine Ahmedinejad, hükümet toplantılarını boykot ederek evine çekildi. On gün sonra yeniden ortaya çıktığında, Hamaney’le sorunlarını çözümlediğini, aralarındaki ilişkinin baba-oğul gibi olduğunu ileri sürdü. Hamaney’e yakın bir Molla’nın, Ahmedinejad’ı “İmam’la öğrencisi” nitelemesiyle düzeltmesi, Ahmedinejad’ın katıldığı ilk hükmet toplantısında, İstihbarat bakanlığına geri dünmüş olması gereken Moslehi’nin katılmaması  krizin devam ettiğini söylüyordu.

Geçen hafta  Ahmedinejad’ın, özellikle de  Maşai’nin yakın çevresinden kimi bürokrat ve danışmanlar büyücülük yapmakla, ruhlarla ilişki kurmakla suçlanarak tutuklandılar. Bu sırada, Hamaney’e yakın medyada Maşai’yi cin çağırmakla, “bilinmeyen tarafla ilişki kurmakla” suçlayan, yorumlar yayımlanıyordu.

On beşinci Yüzyıl İspanyol Engizisyonu anımsatan bu garabetin arkasında gerçek bir siyasi hesaplaşma ve modern kapitalist devletin gereksinimleriyle dini “Hakikat Rejimi”ni bağdaştırmanın olanaksızlığı var.
“Mehdi çok yakında dönüyor”

İran’daki durumu düşünürken Peygamberin devamı olarak kabul edilen 12 İmam’a ilişkin söylem özellikle önemli. Şii teolojisi bu imamlardan sonuncusunun ölmediğini, bir gün geri dönerek dünyaya barış, düzen getirmek üzere tanrı tarafından saklandığını  söylüyor. Bu 12. ve halen saklı İmam’ın bir diğer sıfatı da Mehdi.
Söylentilere göre, Ahmedinejad ilk seçildiğinden bu yana Mehdi’nin, artık her an gelmek üzere olduğuna (zamanın sonuna gelindiğine) inanıyor. Öyle ki, Ahmedinejad’ın ilk hükümet toplantılarından birinde. Mehdi döndüğünde, görmeye gelecek olanları misafir etmek amacıyla yeni oteller yapılmasına ilişkin bir tartışma da yaşanmış.

Ahmedinejad’ın, ilk bakışta Şii teolojisine uygun görünen beklentisinin, aslında, iki önemli sorunu var. Birincisi, Ahmedinejad’ın böyle konularda açıklama yapmaya,  Mehdi’yi karşılamaya hazırlanmaya yetkisi yok. Bu Hamaney’in liderliğindeki Ruhban Sınıfı’nın iktidar alanına giriyor. İkincisi Mehdi’nin az sonra gelecek olması, bu Ruhban sınıfını gereksizleştirmeye başlıyor. Kısacası “Mehdi geliyor” söylemi Ruhban sınıfının egemenliğini tehdit ediyor. Bu yüzden Ruhan sınıfı bu söylemi, hele bu sınıfın dışından, Ahmedinejad gibi sıradan biri tarafından dile getirilmesini “batıl itikat” olarak niteliyor, kendi otoritesine yönelik bir tehdit olarak görüyor.

Ruhban sınıfının kendi otoritesine, hatta varlığına yönelik tehdit ve “küfür” olarak gördüğü bir şey daha var: İran Ulusalcılığı.  Ahmedinejad’a yakın çevreler tarafından üretilerek, ülke çapında milyonlarcası dağıtılan “Zahur Nazdic Ast” (yeniden zuhur –ortaya çıkış- çok yakın) başlıklı, Hizbullah Lideri Nasrullah ile Hamaney’i, Mehdi gelmeden önce düşmanla 72 ay savaşacak komutanlar olarak niteleyen DVD ve Ahmedinejad’ın, Nevruz bayramında Müslümanlık öncesi İran’ı öven sözleri, Ruhban Sınıfı’nın büyük tepkisini çekmiş.

Şimdilik  “çekilen bıçaklar”, öncelikle Ahmedinejad’ın dünürü ve baş danışmanı Mashai üzerinde yoğunlaşmış görünüyor.  Çünkü DVD’nin  Mashai’nin adamlarının ürünü olduğu anlaşılıyor. Ahmedinejad’ın baş danışmanı sıfatıyla devletin günlük işerini yürüterek fiilen Devlet başkanı gibi davranmakla suçlanan Mashai’nın üç “günahı” daha var. Birincisi, İran İslam’ının Müslümanlığın diğer dallarından daha üstün olduğunu savunuyor. İkincisi, çok sık çıktığı dış gezilerinde Batı’yla yakınlaşmanın yeni yollarını aradığına inanılıyor. Üçüncüsü, Mashai’nin gelmekte olan “Mehdi’yle metafizik bir bağlantısı oluğunu iddia ettiği” söyleniyor. Kısacası Mashai Ruhban sınıfını tehdit eden her iki akımında kesiştiği nokta oluyor.

İki hesap hatası...
Hamaney, 2009’da şaibeli seçim sonuçlarına ve yükselen halk muhalefetine rağmen Ahmedinejad’ın başkanlığını onaylarken, kimi yorumculara göre, hem Ahmedinejad’ın reformcuları  bastıracağını, hem de  arkasındaki şaibeli seçimleri,  yerini de kendisine borçlu olduğunu düşünerek daha uyumlu olacağı  hesaplıyordu.

Buna karşılık Ahmedinejad, Hamaney’in gündelik siyasete karışarak yıpranmasına, reformcularla arasında büyük bir uçurum oluşmasına, bakarak dengeleyici bir başka güçten de yoksun olduğuna inanıyordu; böylece Ruhban sınıfının etkisini azaltarak kendi “Mehdici” ve ulusalcı gündemini uygulamaya koyacaktı.

Ancak bu iki hesap boş çıkacak, Ahmedinejad’la, Hamaney arasında neredeyse “Bonapartist” olarak niteleyebileceğimiz denge oluşacak, bu dengeden de bir üçüncü güç, Devrim Muhafızları ve Basici milisleri yararlanacaktı.

Ahmedinejad’ın biyografisini yazan Kasra Naji’ye göre, Ahmadinejad iktidara gelir gelmez, ülkede çoktan bir ekonomik güç haline gelmiş olan Devrim Muhafızlarının  şirketlerine devlet projelerini, ihale almaya gerek duymadan dağıtmaya başladı. Devrim muhafızları ve Basici milisleri de bu borçlarını, 2009’da patlak veren ayaklanmayı bastırarak ödediler.

Ancak Ahmedinejad ile Hamaney arasındaki çatışma sertleşmeye başladığında Devrim Muhafızları bu kez Hamaney’ın dağıttığı projelerden yararlanmaya başladılar. Basici Milislerinin Başkanı Mohamed Reza Naghdi “gelecek fesat yaratma girişimlerinin doğası 2009’dakilerden farklı olacak. 2009’da kolayca tanıyabildiğimiz insanlar vardı. Bu kez dostla düşmanı ayırmak çok zor olacak... Bu kez karşımıza Kuran’la dualarla, yüzeysel bir adalet ve “Mehdi”ci söylemle çıkacaklar” dedikten, esas düşmanın “İslam’dan sapanlar” olacağını saptadıktan sonra, Devrim Muhafızlarının, 1500 devlet projesini yöneten en büyük yatırım şirketi Khatam ol Anbia’ya günde 19 milyon kübik metre kapasiteli  iki dev doğal gaz kaynağını geliştirme hakkı ihalesiz verildi (A.P., 01/05/011)

2012’de Meclis, 2013’de de başkanlık seçimleri var. İyice yaşlanmış olan Hamaney’in yerini kimin alacağını da saptamak gerekecek. Hiyerarşik olarak sırada özel sermaye kesimlerinin temsilcisi, şekillenen “yeni orta sınıfa” yakın, Batı’ya karşı uzlaşmacı bir yaklaşımdan yana olduğuna inanılan, Ruhban sınıfı içinde yeterli destekten yoksun, Rafsanjani’nin olması, sürecin iyice karmaşıklaşacağını gösteriyor. Bu koşullarda rejim krizi derinleştikçe, Devrim Muhafızları’nın ve Basici milislerinin “kral yapıcı” olarak gücünün ve militaristleşmenin daha da artmasını bekleyebiliriz.

No comments: